11 Eylül 2012 Salı

Cocuk_Terbiyesi_1

1.      Çocuğu küçük yaşta ihtiraslarınıza kurban etmeyiniz, doktor olsun, mühendis olsun diye dayatmalarda bulunmayınız.
2.      Çocuk anne-babasının ilgisini çeken davranışları sürekli olarak tekrarlar ki dikkatleri üzerine çeksin, bu durum onun tekrarladığı hareketleri huy edinmesine yol açar.
3.      Çocuğa zorlamalarda bulunulmamalı onun yerine özendirme yoluna gidilmelidir.
4.      Çocuklar hatalarından dolayı “ Allah sevmez veya yakar” gibi sözlerle tehdit edilmemeli ki Allah'a düşman olmasın. (Dindar ailelerin çocuklarının bozuk olmasının bir sebebi budur)
5.      Hamilelik döneminde kadın önceki yemek düzeninin bozmamalı hamilelik nedeniyle fazla ya da az yemek yeme yol Kocası tarafından sevilen hamileler pek kusmazlar una gitmemelidir.
6.      Kocalık vazifesini yerine getirmeyenler babalık vazifesini de yerine getiremezler, bu durumda  çocuğun terbiyesi eksik kalır ve  sinirli, geçimsiz biri olarak büyür..
7.      Hamilelikte kadın çocuğun yükünü  değil anneliğin yükünü taşıdığını unutmamalı.
8.      Çocuk kadını daha olgunlaştırır ve İhtiyaç ve merak ne zaman başlamış ise çocuk terbiyesi de o zaman başlamış demektir.
9.      Sinirli ve geçimsiz çocuklar saadetsiz izdivaçların mahsulüdür.
10.  Evlenmekte gaye maddi refah ve lüks içinde yaşamak olmamalı aksi takdirde dünya saadeti bile kaybedilir.
11.  Kadın çocuğuna baba seçerken genç, zengin ve yakışıklı olmasına değil, dinine bağlı olmasına dikkat etmeli.
12.  Kocasını sevmeyen kadın kendisine arkadaş olsun ve yaşlandığım zaman bana bakar diye çocuk doğurmamalı.
13.  Çocuklarımızın bizi nasıl mutlu edeceklerini düşünmenin yanı sıra onları nasıl mutlu edeceğimizi de düşünmeliyiz..
14.  kocasına daha çok yaklaştırır.
15.  Hamilelik döneminde ruhla alakalı (üzüntü-sürur) her durum cenine (çocuğa da) tesir eder.
16.  Kocası tarafından sevilen mutlu kadınlar bulantı ve kusma gibi fizyolojik problemleri daha az yaşar ya da hiç yaşamazlar.  
17.  Narkoz ve bayıltma ile doğum yapan anneler, ileride çocukların yaramazlıklarına katlanamazlar. Ve çocukta ruhsal ve zihinsel engeller olur.
18.  Bayıltma olayı yaradılışa zıddır. İnsan ızdırap ve acılar sonunda elde ettiği şeyi iki kat fazla sever. Bu acıdan sonra çocuğun ağlamasını duyan anne ne kadar mutlu olur anlatılmaz. Bayılan annede bu zevklenme yoktur ve çocuğuna karşı fazla şefkat duymaz.
19.  Anne çocuğun ağlamasının kendi acıları için olduğunu zanneder.
20.  Kadın için en büyük zevk doğurmaktır.
21.  Kocası ve etrafı çocuk istiyor diye doğum yapanlar emziremezler.
22.  Çocuğun  annesine olan  sevgisi memelere sel gibi süt akıtan sihirli bir tesir yapar.
23.  Süt kesilmesinin beslenme ile alakası pek yoktur.Kocası veya ailesi tarafından sevilmeyen veya ruhsal problemler yaşayan kadınlarda süt kesilmesi daha sıklıkla  görülür .
24.  Çocuğu aşırı kucağa alıştırmayın şımarık olur.
25.  Çocuk hiçbir problemi yokken (karnı tok, altı kuru....ise) ağlıyorsa hemen susturmaya çalışmak, kucağa almak yerine bir süre ağlamasına izin verilmelidir.Ağlamak çocuğun ciğerlerini genişletir,kan deveranını arttırır. Daha çok oksijen aldıklarından kanları temizlenir ve sağlıklı olurlar.
26.  Anne sütü ile beslenen çocukta pek gaz olmaz, olsa bile vücut atmasını bilir.
27.  Müshil denilen gaz çıkartıcı gibi şeyler kesinlikle alınmamalıdır.
28.  Gaz çıkartma işi çocuğa meme verdikten sonra onu yüz üstü omuza yatırıp sırtını sıvazlamak suretiyle yapılır. Bu şekilde gaz kolaylıkla çıkar.
29.  Çocuğun her istediğini yerine getirmek  onun egoist  ve zorba yetişmesine yol açar.
30.  Çocuk zorla yedirilip içirilmemelidir. Ayrıca her istediğinde değil saati gelince meme verilmeli ki  sütünü içerken oyun oynamayıp , karnını doyurmaya çalışsın.
31.  Şefkatiniz, sizi çocuğun her isteğini yerine getiren kişi duruma getirmemeli. Her istediğini yerine getirir, her zorluğunu siz görürseniz gölge çocuk olur yani zayıf iradeli kendi başlarına iş beceremeyen aciz insanlar ortaya çıkar.
32.  Çocuğun bohça gibi elini-kolunu bağlamak iyi değildir.
33.  Giydirdiğiniz şeyler çocuğun kol ve bacak hareketlerine engel olmamalıdır.
34.  Çocuk uyandığı zaman hemen yanına gitmeyin ki karanlığa, ışığa, seslere, yalnızlığa alışsın ve bunları kendi başına keşfetsin.
35.  Çocuğa serbest hareket etme imkanı sağlanmalı. Anne baba kendilerini çocuğa bir gölge gibi takip ettirmemelidir.
36.  Çocuğa kendisine zarar vermesinden korkarak eldiven giydirilmemeli ki dokunma duyusu körelmesin.
37.  Terbiyenin ve çocuk üzerinde disiplin sağlamanın en emin vasıtası sevgi, şefkat, sabır ve çocuğa iyi örnek olmaktır.
38.  Çocuğun -zarar verecek duruma getirmemek kaydıyla-  aç kalmasından korkulmamalıdır. Biraz açlık çekmesi nimetin kıymetini anlamasını ve doymaktan zevk almasını sağlar. Bu nedenle çocuklar gıda ambarına döndürülmemelidir.
39.  Fıtratına fazla müdahale etmeyiniz.
40.  Kadınlar doğumdan sonra genellikle cinsi yönden soğuk olurlar, kocayı ihmal ederler.
41.  Çocukla yetişkinler gibi konuşun çünkü sizi taklit edecektir ,onun yanlışlarını siz taklit etmeyin.
42.  Çocuğunuzu doğru telaffuza zorlamayınız.
43.  Çocuklarını emzirmekten zevk duyan, şevkle emziren annelerin sütü genellikle kesilmez .
44.  Çocuklar  genellikle iki yaşından itibaren kaşıkla yemeye merak duyarlar.Bu durumda çocuk engellenmemeli ki öğrenebilsin.
45.  Sütten hariç hazır mamayı satın almamaya çalışınız. Sizin yaptığınız meyve suları, sebze çorbaları, yoğurt, peynir, yumurta bütün vitamin ve protein ihtiyacını karşılayacaktır.
46.  Tek çocuklar genellikle nazlı büyütülür. Hatası olduğunda genellikle ceza görmez daha çok affedilir, müsamaha görür. Bu durumda şımarık ve dengesiz büyür. Kardeşi olan çocuklar paylaşmayı, yardımlaşmayı, arkadaşlığı, fedakarlığı ve en önemlisi kardeşliği öğrenecektir. Bu bilgiler yaşanarak öğrenilir.
47.  Çocukların en küçük rahatsızlıklarında gösterilebilecek yersiz telaşlar nedeniyle çocukta ölüm korkusu inkişaf eder.Bu nedenle çocuk ölümden, karanlıktan, yüksekten ve yalnızlıktan korkar. Uyur gezerlik ve gece kabuslar görme gibi rahatsızlıklar görülebilir.
48.  Evde her istediği yapılan  çocuk dışarıda uyum sağlayamaz. Bu durum onun evde de sinirli tavırlar sergilemesine yol açar.
49.  Tek çocuğun bakımı ve eğitimi çok çocuktan daha zordur.
50.  Yemek konusunda onu serbest bırakın. Yemek saatinde çağırın, zorlamayın, lakayt kalın o kendisi açlığın zevkini duyunca gelir. Sofra kalktıktan sonra vermeyin. Bir daha ki sofrayı beklemesini söyleyin. O artık yemek saatini kaçırmamayı öğrenir. Nelere mâl olduğunu anlar.
51.  İkinci çocukla birinci çocuk arasında yaş farkı fazla olursa kabullenmeleri zor olur. Yaş farkı fazla olduğu zaman kıskanma daha fazla olur. Yaş farkı az olduğunda ise kardeşlikle beraber arkadaşlıkta inkişaf eder.
52.  Çocuklar herhangi bir edenle öcü veya daha başka uydurma canavar hikayeleriyle korkutulmamalı.Bu durum onun kişiliğine tesir eder ve korku hissinin inkişaf etmesine yol açar.
53.  Müspet akraba ve dostlara yapılan ziyaretler çocukların sosyal hayata çabuk uyumunu sağlar. Aile içi kopukluklar ve tek başına kalarak toplum içine karışamayan çocuklarda çekingenlik, arkadaşlarına ayak uyduramama gibi pek probleme yol açar.
54.  Çocuklar genellikle 3-4 yaşlarına kadar canlı cansız varlıkları pek ayıramazlar.
55.  Çocuğu diğer çocuklarla kıyaslamak onun üzerinde önemli bozukluklara yol açar. Onu diğerlerinden üstün görmek ve bunu ona sık sık dile getirmek çocukta kendini beğenme, sürekli övülmeyi isteme gibi duyguları inkişaf ettirir.Bunun tam aksi olarak çocuğu diğer çocuklara göre aşağılama ve sürekli olarak yargılama çocukta aşağılık kompleksine sebebiyet verebilir. 
56.  Sürekli aptallığı ve çirkinliği yüzüne vurulan, başkalarının yanında küçük düşürülen çocuklarda kendisini aşağı ve işe yaramaz hisseder. Kendi başına bir iş yapamaz, giriştiği takdirde yapamamaktan korkar. Daima güçlüleri arar. O zaman çocuk köle ruhlu, şahsiyetsiz, aldatılmaya, istismara müsait olduğundan, ahlaksızlığa ve zararlı alışkanlıklara kolayca intibak eder.
57.  Korkutarak veya tehdit edilerek büyütülen çocuklar evhamlı ve korkak olurlar.
58.  Cevap verme ve kendisini savunma hakkı elinden alınan ve bu hakkın suç olduğu telkin edilen çocuklar, korkak, şüpheci ve sabit fikirli olurlar. Büyüdükleri zaman da, katı, müsamahasız olur ve peşin hükümlerle hareket ederler. Kendi değer yargılarına ve peşin hükümlerine uymayan görüşleri bir çırpıda reddederler. Karşı görüşte olanları hazmedemez, sert ve kırıcı olurlar.
59.  Çocuklar ilk korkuyu yürümeye başladığı zaman tadarlar. Çocuk ilk düştüğünde anne telaşa kapılarak bağırır, çocukta bundan ürküp ağlamaya başlar. Bu gibi durumlarda serinkanlı olmak gerekir.Çünkü çocuk canı acıdığından değil daha çok annesinin tepkisinden korktuğu için ağlar.
60.  Çocukları tekerlekli yürüme çağlarında araçlara koymak, sağlam bir adamı değnekle yürümeye zorlamak kadar manasızdır. Çocuklar kendi hallerine bırakılmalı ki fıtratlarının gereğini yapabilsinler.
61.  Aşırı müdahale yanlış olduğu gibi aşırı koruyuculukta yanlıştır.
62.  Pahalı oyuncaklar çocuğu mekanik zekalı ve hayalperest yapar.Bir tencere kapağı ile oynamak ona daha zevkli gelebilir.. Oyun Zaman öldürme değil çocuğun tekâmülüdür. Basit ve sade şeylerle kendisinin  oyun kurması gelişimi için çok daha faydalıdır.
63.  Çocuğu korkutucu, sindirici ve tehdit edici hiçbir  eğitim vasıtasını kullanmayınız.
64.  Allah küfredeni yakacak demektense, Allah küfretmeyeni cennetine koyacak deyiniz.
65.  Çocuğun istenmeyen bir şeyi yapmaması için onu -Allah seni cezalandırır, cehenneme atar, yakar- gibi tehdit sözleri çocuğun zihninde affetmeyen sürekli cezalandıran –haşa- sevimsiz bir Allah mefhumu yerleşir.
66.  Dini bilgiler yüklenmiş fakat kendini beğenmiş kişi ne kadar sevimsizse, okumamışın kaba cahili de o derece sevimsizdir.
67.  Çocuk gayret gösterdiği halde, oyuna dalıp elbisesini kirletirse üzerine fazla durmayınız yoksa çocuğun güvenini kaybedersiniz.
68.  Başkalarının yanında küçük düşürmeyiniz. Aradaki muhabbet bağı gider. Daha çocuğun  kaybedecek bir şeyi olmadığı için ölçüsüz  ve saldırgan olur.
69.  Çocuklara böyle yaparsan öldürürüm gebertirim demeyiniz, o suçu yapınca öldürmeyip de kızdığınızı görecek bu sefer size karşı daha da güvensiz olacaktır.
70.  Çocuğun hareketleri sürekli olarak “millet ne der?” diye şekillendirilmemelidir. Sürekli başkalarının ne diyeceğini düşünmek zorunda bırakılan çocuklar kendi istedikleri gibi davranamaz ve başkaları için yaşayan gösteriş budalaları haline gelirler.
71.  Çocuklara korku ve vahşet filmleri izlettirilmemelidir.İzlediği filmlerdeki kahramanlara özenen çocuk etrafında ki kişi ve hayvanlara karşı saldırgan tavırlar sergilemeye başlar.
72.  Baskı gören, ihmal edilen anormal çocuklar, merhametsizliğe karşı kuvvetli bir iltifat gösterirler. Oyuncaklarını parçalar, komşusunun camını kırar, arkadaşlarının eşyasına zarar verirler.
73.  Terbiye konusunda ne fazla gevşek nede aşırı baskıcı olmalıdır.
74.  Zorla kazanılmış alışkanlıklar uzun ömürlü değildir.
75.  Korku ve baskı sonucu itaate mecbur edilen bir çocuk,büyüyüp kendi geçimini temin edecek ekonomik bağımsızlığa ulaşınca, anne ve babayı unutur. Bu neticeyi gören anne baba, çocuğum hayırsız çıktı diye dert yanar. Halbuki onlar çocuğu hür bir şekilde değil köle olarak yetiştirmişlerdir. Oda hürriyetine ulaşınca efendilerini unutur.
76.  Çocukta şiddetli sese, ışığa tepkide bulunan sinir sistemi hakimdir.
77.  Çocuk doğduğundan 1-3 hafta arası rast gele gülümser. 3 haftadan itibarense insan yüzüne gülümsemeye başlar.
78.  6 aylık oluncaya kadar herkesin kucağına gider. 6 aydan sonra ev efradını yabancılardan ayırt eder onların kucağına gider.
79.  Seçici korku ve öfke belirtileride 6. aydan sonra başlar.İhtiyaç halinde annesini yanında görürse sevinir. Böylece güven duygusu dediğimiz o çok önemli ruhi dengeyi kazanır. İlk 18 ayını mutlu bir aile ve sıcak anne kucağında geçirmemiş olan bebeklerde güven duygusu yerleşmiyor.
80.  Kur-an’ı duyan, namazı anne babasından gören çocuğun bunlar ruhuna nakşolur. Onu başka yerde duysa ve görse ona karşı sempatisi, alakası olur.
81.  6. aydan itibaren çocuğun  tanıdıklarına gülümsemesi, yabancılardan kaçması, annesini görünce sevinmesi, istek ve ihtiyaçları yerine getirilmeyince öfkelenmesi gibi davranışların refleksle veya içgüdü ile alakası yoktur. Bu eğitimin ta 6. aydan itibaren başladığını gösteriyor.
82.  Çocukları hastalık sırasında şımartmak yanlıştır.Bu sefer iyi olunca aynı ilgiyi, oyuncak vs. halleri görmeyince çocuk hasta olmayı arzular ta ki istekleri yerine gelsin.
83.  Çocuklar 3 yaşına kadar her şeyi canlı kabul ederler.
84.  Çocukları uyarırken sakın tehdit etmeyin. Eğer şöyle yapmazsan hastalanırsın. Eğer böyle yapmazsan ölürsün,eğer sözümü dinlemezsen Allah sana ceza verir gibi tehditler çocuğu korkak yapar. Keza düşüp bir yerini yaraladığında veya bulaşıcı bir hastalığa yakalandığında suçluluk duygusuna kapılır. Ben söz dinlemeyen kötü bir çocuk olduğum için; Allah beni cezalandırdı diye düşünür. Hele bazı anneler vardır ki, bu menfi duyguyu aşılamaya çalışırlar. Bak işte, sonunda cezanı buldun. Beni dinlemediğin için Allah cezanı verdi derler.
85.  Çocuk 5 yaşına kadar ben merkezcidir. Herkesin ona hizmet etmek ve isteklerini yerine getirmek zorunda olduğunu zanneder.
86.  Çocuklar kincidir. Bunun sebebi ise ben merkezci olmalarıdır. Sevmeyi paylaşmayı öğrendiği zaman bu menfi his zayıflar. Nefreti sevgi, hasedi yardımlaşma, bayağılığı fazilet, köleliği hürriyet, serkeşliği ise itaat dize getirebilir. Dikkat ederseniz çocuğun evetten önce hayır sözünü telaffuz ettiğini göreceksiniz. O evet demeyi sizden öğrenecektir.
87.  Çocukları en çok kızdıran şey, kuru ve hükmedici nasihatlerdir.
88.  Yalan söylediğiniz,  insanları çekiştirdiğiniz, manevi değerlere kayıtsız kaldığınız takdirde, çocuğunuza dürüstlükten dem vurarak uzun uzun nasihat etmeniz fayda sağlamaz.
89.  Yaşadığımız asır içinde insanların problemleri çak fazladır. Bunun temel nedeni insanların kendilerini tanımamalarıdır.
90.  Bu asırda insanlar hem her şeye sahip olmak istiyorlar; hem de her şeyi başkalarından bekliyorlar.
91.  Herkes umduğunu elde etmek için bir başkasının tahakkümü altına giriyor. İnsanlar, böylesi menfaat kölesi olunca; diktatörlerin, zalimlerin alkışladığı hasta toplumlar türemiştir.
92.  Bu asrın en büyük hastalığı: insanların kalabalığa uymak ve kalabalığın içinde erime diyebileceğimiz efkar-ı umumiye hastalığıdır. Kişinin topluma kendini teslim etmesi.
93.  Çocuğunuzu eğitirken onu seviniz ki sevmeyi öğrensin. Gerektiği yerde yükünü paylaşın ve yardım edin ki, o da başkalarına yardım etmeyi öğrensin. Hayat bir mücadeledir prensibinden uzak tutun. Hayatın yardımlaşma olduğunu öğretin. Mücadelenin olduğu yerde sevgi, şefkat ve yardımlaşmaya yer yoktur. Ruhu tatmin eden sevgi, muhabbet, yardımlaşma ve kendinden zayıfları koruma gibi yüce duygulardır. Bu duyguların yerleşmesinden fazilet doğar.
94.  Sende gözüken şahsiyet acaba senin şahsiyetin mi ? Cemiyetin mi ? Yoksa TV’dekilerin şahsiyetleri mi ?
95.  İnsanı anlamayan çocuğu hiç anlayamaz.
96.  Kaynağını dinden almayan, ona ileride mükafat vaat etmeyen, ahlak kuralları çocuk ruhuna uygun değildir.
97.  Bugün okumuş insanlar arasında suç işleyenlerin sayısı artıyorsa; bunun sebebini okullarda aramalıyız.
98.  İkinci çocuk dünyaya gelecekse, ondan bahsedin ki çocuk doğacak kardeşine alışsın.
99.  Şımartılan çocukların kardeş kıskançlığı ise saldırganlık şeklinde tezahür eder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder