9 Aralık 2010 Perşembe

Ben

BEN
-----------------------------------

Ben, kimsesiz seyyahı, mechuller caddesinin;
Ben, yankısından kaçan çocuk kendi sesinin.
Ben, sırtında taşıyan işlenmedik günahı;
Allah'ın körebesi, cinlerin padişahı.
Ben, usanmaz bekçisi, yolcu inmez hanların;
Ben, tükenmez ormanı, ısınmaz külhanların.
Ben kutup yelkenlisi, buz tutmuş kayalarda;
Öksüzün altın bahtı, yıldızdan mahyalarda.
Ben başı ağır gelmiş, boşlukta düşen fikir;
Benliğin dolabında, kör ve çilekeş beygir.
Ben, Allah diyenlerin boyunlarında vebal;
Ben bugüküne mazi, yarınkine istikbal.
Ben, ben, ben, haritada deniz görmüş boğulmuş;
Dokuz köyün sahibi, dokuz köyden kovulmuş.
Hep ben, ayna ve hayal; hep ben, pervane ve mum;
Ölü ve Münker-Nekir; baş dönmesi uçurum

7 Aralık 2010 Salı

EĞİLME

Zincirin altınsa da hatta, koparıp kır,
Susmak ne demekmiş, yere haykır göğe haykır!

Vicdan bile duymaz çıkmazsa bir âhı,
Sessiz kölelerdir yaratan bin bir ilâhı!

Elbet put olurlar öpülen eller, etekler,
Elbet öpen oldukça olur öptürecekler.

Hürriyet, o en son şerefindir onu satma.
Bir Tanrı yeter kendine, bin Tanrı yaratma!

İnsandaki dört tane ayak devrini bilme,
Mahvolsa eğilmezdi baban, sen de eğilme!

(Mehmet Akif Ersoy)